bugün
- anın görüntüsü19
- karşı cinse giyim önerileri18
- türkiye den soğuma sebepleri22
- erkeklerin sadakatsiz olması18
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar28
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak22
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne11
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- icardi1905'in sözlüğü bozması29
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
- sözlük yazarlarının tatlıları13
entry'ler (51)
mesut özili kapak eden ulu Türk çocugu * hani Ayyıldızdan reale gidilmezde commenterlere soralım hikment karaman söylemiyle
100 Türk Büyüğünden biri mekanı cennet olsun.
YAFFF BENDEMi AKP Li OLSAM BELKi TRT YE YÖNETMEN YAPARLAR.NE BiLiM AKP LiOLUNCA OLACAK iŞEY BULURUS NE DE OLSA MEMLEKET AKP NiN OLDU.
KATE TRAVMIŞ DiYiP YÜZÜNÜN iFADESiNE ÇOK GÜLMEME NEDEN OLAN HAYRAN OLUNASI DiZi.
eski mitçi nuri gündeş tarafından ortada bir ateş vardı ve ateşe su atanlara atmayın demedik diyerek resin asala operasyonlarında bizzat görev aldığını üstü kapalı olarak söylemişttir.
ülkücü şair ve şarkıcı flash tv nin siyaset evinde mhp'yi savunan şahsiyet.
BiLGi HUKUK TARAFINDAN TRANSFER EDiLMEYE ÇALIŞILMIŞ.FiNAL ÖNCESi ViZENiN AYNISINI SORCAM DiYiP SORAN VE KiMSENiN KENDiSiNE iNANILMAMASI DOLAYISYLA BOZGUNA UĞRADIĞIMIZ.AMA ÖĞRENCi BABASI OLADUĞUNU HERSEFERiNDE GÖSTEREN.DERSTE YAPTIĞI ESPRiLiLERLE KAÇIRILMADAN GiDiLEN DERSLERi VEREN HOCANIN TA KENDiSi.DEKAN OLSA VALLA SÜPERR OLUR REKTÖR OLSA OKUL UÇAR AMA YÖNETiMLE HERZAMAN DERDi OLAN ŞAHSiYETTiR.DERSLERi ÖZLENiYOR BiLE...
ULUDAĞ ÜNiVERSiTESi MALiYE ANABiLiMDALi HOCASI KENDiSi HUKUK DERSLERiNE GiRMEKTE.SERT MiZACI, SOYADLARINA TAKMASI, OKULDAKi BiRÇOK HOCAYA DERS VERMiŞ AMA DERS ANLATIŞI EZiYET OLAN HUKUK HOCASI.
ViDEO CHAT PROGRAMI GENELLiKLE 18+ KANALARDA HATUN ARANAN AMA ViDEOYLA KELENiLEN MANASIZ HATTA GEREKSiZ ViDEO CHAT PROGRAMI.
ALANYA'DA GiDiLMESi GEREKEN YERLER
DiM ÇAYI
PALM BEACH
SUN GARDEN DiSCO
BELMAN DiSCO
KALE'DEN ALANYA MANZARASI
YAYLA
SEYiR TERASI
DAMLATAŞ VE DiM MAĞARASI
DiM ÇAYI
PALM BEACH
SUN GARDEN DiSCO
BELMAN DiSCO
KALE'DEN ALANYA MANZARASI
YAYLA
SEYiR TERASI
DAMLATAŞ VE DiM MAĞARASI
valla snowboardun atası alarak adlandırılıyor doğu karadeniz bölgesinde yapılıyor farkı ayakların bağlanmaması ve tahtanın önünün ir iple bağlanarak kontrol edilmesi yüzme veya izme olarak adlandırılıyor.
ULUSLARARASI iKTiSATTA UZAMN ŞAHSiYET.
ORTA - DOĞU HUNLARl
Tülay MADEN
(Derleme)
Ak Hun-Eftalit Devleti Büyük kısmı Volga'dan batıya geçen Hunlardan Güney îran'a ve Batı Afganistan'a inen bir bölük olduğu tahmin edilen Orta Doğu Hunlarının hiç olmazsa, Ak Hun-Eftalit devleti hanedan ailesi ile hakim zümresini teşkil ettikleri ileri sürülmüş; veya bu devlet, Töleslerden Chao-ché (Kao-kü)= Uygurların ataları)'lere bağlı Hua kolu mensuplarının...
Ak Hun-Eftalit Devleti
Büyük kısmı Volga'dan batıya geçen Hunlardan Güney îran'a ve Batı Afganistan'a inen bir bölük olduğu tahmin edilen Orta Doğu Hunlarının hiç olmazsa, Ak Hun-Eftalit devleti hanedan ailesi ile hakim zümresini teşkil ettikleri ileri sürülmüş; veya bu devlet, Töleslerden Chao-ché (Kao-kü)= Uygurların ataları)'lere bağlı Hua kolu mensuplarının Cungary bozkırlarından Horasan bölgesine geçerek 5. asrın ortalanna doğru bir siyasî teşekkül haline gelmesi
ile ilgili görülmüştür. Hun tarihinin bu noktası oldukça karanlık bir manzara taşımaktadır. Hakimiyetini Hazar kıyılannda Kuzey Hindistan'a, Afganistan'a, îç Asya'ya kadar genişleten bu kavmin veya kavimler topluluğunun çeşitli vesikalarda birbirinden farklı adlarla anılması durumu daha da karıştırmakta
gibidir. Vaktiyle Ed. Chavannes Yeta'ların neş'et ettiği Hua (Hoa) topluluk adı ile "Hun" kelimesinin yakı ilgisi bulunduğunu düşünmüş ve J. Marquart türlü adlarla zikredilen bu kavmin, Priskos'daki Kidarita (Sasanî imparatorluğu hududunda Kafkaslar'da oturan Hunlar)'lardan ibaret olduğunu ileri sürmüştü.
Bizans'lı tarihçi Theophanes(8. asrın 2. yarısı)'e göre "Ephtalit" adı, Sasanî imparatoru Peroz (Fîrüz. 459-484)'u mağlüp eden Hun hükümdarı Ephtalanos'tan alınmıştır. Bu adın aslında, Eftalit paraları üzerinde görülen Hephthal-khion olduğu ve birinci kelimenin sülale adını, ikincisinin de kavim ismini gösten bileceği bildirilmiştir. Diğer taraftan îskenderiyeli Kosmas indikopleustes (545-549 arası) ile Bizans tarihçisi Prokopios (545-550 arası)'un eserlerinc ve eski Hind vesikalarında aynı kavimden Ak Hunlar(Bizans: Devkhoi Ounni; Hind: Şveta-Huna) diye bahsedilmiştir. 520 yılında Ak Hun-Eftalit hükümdannı ziyaret eden Çinli seyyah Song Yün'ün notlarından bu kavmin Hunlarla akrabalığı anlaşılıyordu . 5. asrın ilk yarısında Sasanîlerle çarpışan Ak Hun hükümdarı "Khakan" unvanını taşıyordu ve Afganistan bölgesindeki Ak Hun prensinin unvanı da "Tegin" idi. Bölge yerli halkının îranî asıldan olduğu şüphesizdir.
Ak Hun-Eftalit meselesi son zamanlarda bilhassa K. Czegledy'nin geniş araştırması ile oldukça açıklık kazanmış görünüyor. Buna göre, tarihî gelişme M. 350 yıllarında Altaylar havalisinden batıya doğru cereyan eden büyük göç hareketi ile ilgilidir. îç Asya'da Hun idaresinden sonra iktidara gelen Sienpilerin yerine kurulan büyük Juan-juan devleti'nde Uar ve Hun adlannda iki kabile grubu 350'lilerde bilinmeyen bir sebeple o devletten ayrılarak bugünkü Güney Kazakistan bozkırına gelmiş, buranın eski Hun halkını Volga'ya doğru ittikten (Avrupa Hunları) az sonra güneye yönelerek Afganistan'ın Toharistan bölgesine inmişti. 367'ye doğru, buradaki eski Kuşan (Büyük Yüe-çi) ülkesine hükmeden "Kidarita" hanedanı (ihtimal îran asılh)'nı da Baktria (Belh havalisi)'ya süren bu îç Asyalı kütle, söylendiği gibi, Uar (= Avar; ) ve Hun kabileler birliği idi. Bu birlik daha sonra Kangkü (Çu-Maveraünnehir) ve Sogd (Semerkand ve havalisi)'un hakimleri olarak (Çince'deki Hiung-nu ve Avrupa dillerindeki Hun şekilleri arasında mahallî söylenişlere göre bazı ufak değişiklikler gösteren) yukarıda sıraladığımız adlar altında anılmıştır.
Hakimiyetini batıda Hirkania (Gurgan. Hazar denizinin güneyi)'ya kadar genişleten bu devlet 5. asır ortalarından itibaren Heftal adında yeni bir hükümdar ailesine sahip olmuş (bu ad ilk defa 457'de görülüyor) ve yıkıldığı 557 yılına kadar hem sülale, hem kavim olarak öteki adlar ve Ak Hun adı ile birlikte bu adı da taşımıştır. Yapılan tesbitlere göre, devlette rol oynayan kabilelerden bazıları şunlardı: Kadis-hun (Herat civarında. Pers kaynaklannda Hvon, Prokopios'da Eftalit diye zikredilen bu kabile sonra îran'ın batısına göçmüştür; "Kadisiya" yer adının menşei), Zavul (Zabul; bundan Zabulistan), Çol (Çöl? Gurgan = Curcaniye, havalisinde), Kernıikhion (Karmir-hyon= Kızıl? Hun), Askil-Eskil Bunlardan hiç olmazsa bir kısmının yerli olduğu aşikardır.
Sogd bölgesini ele geçirdikten sonra îran üzerine baskı yapan Uar-hunların 9 yıl kadar süren (358'e doğru) şiddetli hücumları karşısında yıkılma tehlikesi geçiren Sasanî imparatorluğu Şapur II'nin gayretleri ile kurtuldu. Hatta iki taraf arasında ittifaka varan bir andlaşma oldu ve bu durum üç nesilden fazla bir süre devam etti (bu arada, Şapur'un, 359'da Amida (Diyarbakır)'yı kuşatmasında yardımcı olarak Hun kuvvetleri de bulunmuştu). Fakat Bahram Gor zamanında (420-438) başlayan yeni taarruzlar (427'den itibaren), Sasanîleri sarstı. Sogd bölgesinden Ceyhun'un güneyine doğru gelişen istila hareketinin Bahram Gor tarafından başarı ile durdurulması onun en şöhretli ("kurtarıcı") iran imparatorlarından sayılmasına vesile oldu. Halefi Yazdgird II zamanının (438-457) sonlarına doğru Uar-Hun (Ak Hun)'ların başında büyük hükümdar, Eftal (Abdel) hanedanından, Kün-han (Kun-han Priskos'da Kougkhas, îslam kaynaklarında Akh.ş.n.var vb.) îran iç işlerine karışarak, himayesine aldığı velîahd Peroz(Fîrüz)'u Sasanî tahtına çıkarmış (459-484), hakimiyetini Kuzey Hindistan'a doğru genişleterek orada, başında Skandagupta'nın bulunduğu Gupta devletini dağıtmıştı (470'e doğru). 484 yılında Ceyhun kıyılarında Ak Hun-Eftalitler tarafından mağlüp edilerek Herat bölgesini kaybeden ve yıllık vergiye bağlanan Sasanîler'in bu sırada geçirdiği dinî-içtimaî bir sarsıntı ülkelerini ihtilale sürükledi. Bu, Mazdek isyanı idi. Mazdek, Mani inancındaki "ikili" telakki (ışık-karanlık, iyilik-kötülük mücadelesi) üzerine sosyal huzursuzluk amillerini de ekleyerek, o tarihlerde yorulan ve iktisadî darlık içine düşen topluluğu kurtarmak iddiası ile düşüncelerini yaymağa başlamıştı. Buna göre, insanların saadetini bozan iki unsur vardı. Biri servet, diğeri kadın. Bunlardan her ikisi de herkesin ortak malı olduğu takdirde yeryüzünden kölüluk kalkacaktı. Bu tipik komünist propaganda neticesinde arazi ve servet sahipleri ile aile müessesesine karşı kışkırtılan halk, Mazdek ve müridleri tarafından ayaklandırıldı. Din adamları ve asîller öldürüldü, kadınlar tecavüze uğradı, evler ve konaklar yağmalandı, tahrip edildi. Devletin sıhhat kazanacağı hususunda Mazdek'e inanmak gafletini gösteren Şah Kavad (veya Kubad, 488-496 ve 498-531) da hapsedilmişti; fakat o kurtulmak imkanını bularak komşu Ak-Hunlara sığındı (496). îran'da olup bitenleri yakından takip eden Ak Hun hükümdarı, insanlık yararına hiçbir şey göremediği Mazdek hareketini kırıp yok etmek için, Kavad'ı 30 bin kişilik Hun süvari birliği başında îran'a gönderdi. Bu suretle Şah, ihtilali bastırdı (498-499) ve hadiselerin gelişme-sinden felaketin derecesini kavrayan halkın da yardımı ile Mazdek ve taraftarları yakalanarak idam edildi. Tabiatiyle temizlik ve ülkenin sükünete kavuşturulması uzun bir zamana ihtiyaç gösterdiğinden, Sasanî imparatorluğunda hak, adalet ve mülkiyet esasında normal nizam, daha ziyade, Kavad'ın oğlu Husrev I. Anüşîrvan (531-579) devrinde kurulmuştur ki, bu şehinşah tarihte "Adil" lakabı ile anılır.
Çin kaynaklarına göre, iç Asya'da Hoten, Kuça, Aksu, Kaşgar ve etrafını hakimiyetlerine alan Ak Hun-Eftalitler bu arada Kuzey Hindistan'ı da zaptetmişlerdi. Bu harekat "Tegin" unvanını taşıyan ve Kabil'de oturan Toramana adındaki başbuğ tarafından idare edilmişti199. 6. yüzyılın ilk yarısında ise Toramana'nın oğlu Mihiragula (Gollas, 515-545) imparatorluk güney kanadının en azametli hükümdarı görünmektedir. Ordusunda daima 700 savaş filinin bulunduğu rivayet edilir. Fakat Budist rahipler (Song Yün ve ondan bir asır sonra buraya gelen Hiuen-tsang) bu "Huna kralı"ndan hoşlanmamışlardır. Çünkü Mihiragula Budizmi ülkesi halkı için tehlikeli sayıyor ve Budistleri kontrol altında tutuyordu. Buna karşılık, îskenderiye'den Hindistan'a giden tüccar (sonra keşiş) Kosmas tarafından ve 530 tarihli Gwalior kitabesi ile Sanskrit yazılı "Keşmir vekayinamesi"nde Mihiragula Hindistan'ın en büyük hükümdan olarak tasvir edilmektedir.
îran'da Anüşîrvan büyük bir devlet adamı olarak belirdikçe Ak Hun-Eftalitler sönükleşti. 552 yılında Orta Asya'da Gök-Türk hakanlığı kurulup îstemi Yabgu Maveraünnehir bölgesinde faaliyete geçtiği zaman ise, iki büyük imparatorluk arasında sıkışan Ak Hun-Eftalit devletinin, Gök-Türklerin mücadeleye giriştikleri Juan-juanlarla olan siyasi ve sıhri rabıtaları da fayda vermedi.
Anüşirvan ve istemi'nin ortaklaşa hareketleri neticesinde Ak-Hun iktidarı yıkıldı ve ülke Gök-Türklerle iranlılar arasında paylaşıldı (557). Üç kol halinde gelişmiş olan hun siyasi hakimiyeti -Kafkasya'daki (Derben kuzeyi- Hazar denizi arasında) Hunların Hazar hakanlığı idaresine girinceye kadar süren kısa hakimiyetleri dışında- bu suretle tarihe karışmakla beraber,
Hunlara mensup Türk soyundan çeşitli kütleler , büyük Hun çağında şahsiyetini bulan zengin kültürleriyle göreceğimiz gibi ,Asya ,Avrupa ve Afrika kıt'alarında , Tabgaç, Gök-Türk ,Türgiş, Karluk, Uygur, Oğuz,Bulgar, Sabar,Hazar, Kuman, vb gibi türlü adlar altında ve yeni güçlü devletler, imparatorluklar kurararak yaşamaya devam etmişlerdir. Türk milleti denilen büyük alemin çocukları olan bu kütleler , aynı zamanda Rus, Macar, islav-Bulgar, Romen, Gürcü devletlerinin kuruluş ve gelişmelerinde başlıca rol oynamışlar ve daha sonraki bütün islam-Türk siyasi teşekkülerine askeri, hukuki ve sosyal yönlerden anakaynak vazifesi görmüşlerdir.
Tülay MADEN
(Derleme)
Ak Hun-Eftalit Devleti Büyük kısmı Volga'dan batıya geçen Hunlardan Güney îran'a ve Batı Afganistan'a inen bir bölük olduğu tahmin edilen Orta Doğu Hunlarının hiç olmazsa, Ak Hun-Eftalit devleti hanedan ailesi ile hakim zümresini teşkil ettikleri ileri sürülmüş; veya bu devlet, Töleslerden Chao-ché (Kao-kü)= Uygurların ataları)'lere bağlı Hua kolu mensuplarının...
Ak Hun-Eftalit Devleti
Büyük kısmı Volga'dan batıya geçen Hunlardan Güney îran'a ve Batı Afganistan'a inen bir bölük olduğu tahmin edilen Orta Doğu Hunlarının hiç olmazsa, Ak Hun-Eftalit devleti hanedan ailesi ile hakim zümresini teşkil ettikleri ileri sürülmüş; veya bu devlet, Töleslerden Chao-ché (Kao-kü)= Uygurların ataları)'lere bağlı Hua kolu mensuplarının Cungary bozkırlarından Horasan bölgesine geçerek 5. asrın ortalanna doğru bir siyasî teşekkül haline gelmesi
ile ilgili görülmüştür. Hun tarihinin bu noktası oldukça karanlık bir manzara taşımaktadır. Hakimiyetini Hazar kıyılannda Kuzey Hindistan'a, Afganistan'a, îç Asya'ya kadar genişleten bu kavmin veya kavimler topluluğunun çeşitli vesikalarda birbirinden farklı adlarla anılması durumu daha da karıştırmakta
gibidir. Vaktiyle Ed. Chavannes Yeta'ların neş'et ettiği Hua (Hoa) topluluk adı ile "Hun" kelimesinin yakı ilgisi bulunduğunu düşünmüş ve J. Marquart türlü adlarla zikredilen bu kavmin, Priskos'daki Kidarita (Sasanî imparatorluğu hududunda Kafkaslar'da oturan Hunlar)'lardan ibaret olduğunu ileri sürmüştü.
Bizans'lı tarihçi Theophanes(8. asrın 2. yarısı)'e göre "Ephtalit" adı, Sasanî imparatoru Peroz (Fîrüz. 459-484)'u mağlüp eden Hun hükümdarı Ephtalanos'tan alınmıştır. Bu adın aslında, Eftalit paraları üzerinde görülen Hephthal-khion olduğu ve birinci kelimenin sülale adını, ikincisinin de kavim ismini gösten bileceği bildirilmiştir. Diğer taraftan îskenderiyeli Kosmas indikopleustes (545-549 arası) ile Bizans tarihçisi Prokopios (545-550 arası)'un eserlerinc ve eski Hind vesikalarında aynı kavimden Ak Hunlar(Bizans: Devkhoi Ounni; Hind: Şveta-Huna) diye bahsedilmiştir. 520 yılında Ak Hun-Eftalit hükümdannı ziyaret eden Çinli seyyah Song Yün'ün notlarından bu kavmin Hunlarla akrabalığı anlaşılıyordu . 5. asrın ilk yarısında Sasanîlerle çarpışan Ak Hun hükümdarı "Khakan" unvanını taşıyordu ve Afganistan bölgesindeki Ak Hun prensinin unvanı da "Tegin" idi. Bölge yerli halkının îranî asıldan olduğu şüphesizdir.
Ak Hun-Eftalit meselesi son zamanlarda bilhassa K. Czegledy'nin geniş araştırması ile oldukça açıklık kazanmış görünüyor. Buna göre, tarihî gelişme M. 350 yıllarında Altaylar havalisinden batıya doğru cereyan eden büyük göç hareketi ile ilgilidir. îç Asya'da Hun idaresinden sonra iktidara gelen Sienpilerin yerine kurulan büyük Juan-juan devleti'nde Uar ve Hun adlannda iki kabile grubu 350'lilerde bilinmeyen bir sebeple o devletten ayrılarak bugünkü Güney Kazakistan bozkırına gelmiş, buranın eski Hun halkını Volga'ya doğru ittikten (Avrupa Hunları) az sonra güneye yönelerek Afganistan'ın Toharistan bölgesine inmişti. 367'ye doğru, buradaki eski Kuşan (Büyük Yüe-çi) ülkesine hükmeden "Kidarita" hanedanı (ihtimal îran asılh)'nı da Baktria (Belh havalisi)'ya süren bu îç Asyalı kütle, söylendiği gibi, Uar (= Avar; ) ve Hun kabileler birliği idi. Bu birlik daha sonra Kangkü (Çu-Maveraünnehir) ve Sogd (Semerkand ve havalisi)'un hakimleri olarak (Çince'deki Hiung-nu ve Avrupa dillerindeki Hun şekilleri arasında mahallî söylenişlere göre bazı ufak değişiklikler gösteren) yukarıda sıraladığımız adlar altında anılmıştır.
Hakimiyetini batıda Hirkania (Gurgan. Hazar denizinin güneyi)'ya kadar genişleten bu devlet 5. asır ortalarından itibaren Heftal adında yeni bir hükümdar ailesine sahip olmuş (bu ad ilk defa 457'de görülüyor) ve yıkıldığı 557 yılına kadar hem sülale, hem kavim olarak öteki adlar ve Ak Hun adı ile birlikte bu adı da taşımıştır. Yapılan tesbitlere göre, devlette rol oynayan kabilelerden bazıları şunlardı: Kadis-hun (Herat civarında. Pers kaynaklannda Hvon, Prokopios'da Eftalit diye zikredilen bu kabile sonra îran'ın batısına göçmüştür; "Kadisiya" yer adının menşei), Zavul (Zabul; bundan Zabulistan), Çol (Çöl? Gurgan = Curcaniye, havalisinde), Kernıikhion (Karmir-hyon= Kızıl? Hun), Askil-Eskil Bunlardan hiç olmazsa bir kısmının yerli olduğu aşikardır.
Sogd bölgesini ele geçirdikten sonra îran üzerine baskı yapan Uar-hunların 9 yıl kadar süren (358'e doğru) şiddetli hücumları karşısında yıkılma tehlikesi geçiren Sasanî imparatorluğu Şapur II'nin gayretleri ile kurtuldu. Hatta iki taraf arasında ittifaka varan bir andlaşma oldu ve bu durum üç nesilden fazla bir süre devam etti (bu arada, Şapur'un, 359'da Amida (Diyarbakır)'yı kuşatmasında yardımcı olarak Hun kuvvetleri de bulunmuştu). Fakat Bahram Gor zamanında (420-438) başlayan yeni taarruzlar (427'den itibaren), Sasanîleri sarstı. Sogd bölgesinden Ceyhun'un güneyine doğru gelişen istila hareketinin Bahram Gor tarafından başarı ile durdurulması onun en şöhretli ("kurtarıcı") iran imparatorlarından sayılmasına vesile oldu. Halefi Yazdgird II zamanının (438-457) sonlarına doğru Uar-Hun (Ak Hun)'ların başında büyük hükümdar, Eftal (Abdel) hanedanından, Kün-han (Kun-han Priskos'da Kougkhas, îslam kaynaklarında Akh.ş.n.var vb.) îran iç işlerine karışarak, himayesine aldığı velîahd Peroz(Fîrüz)'u Sasanî tahtına çıkarmış (459-484), hakimiyetini Kuzey Hindistan'a doğru genişleterek orada, başında Skandagupta'nın bulunduğu Gupta devletini dağıtmıştı (470'e doğru). 484 yılında Ceyhun kıyılarında Ak Hun-Eftalitler tarafından mağlüp edilerek Herat bölgesini kaybeden ve yıllık vergiye bağlanan Sasanîler'in bu sırada geçirdiği dinî-içtimaî bir sarsıntı ülkelerini ihtilale sürükledi. Bu, Mazdek isyanı idi. Mazdek, Mani inancındaki "ikili" telakki (ışık-karanlık, iyilik-kötülük mücadelesi) üzerine sosyal huzursuzluk amillerini de ekleyerek, o tarihlerde yorulan ve iktisadî darlık içine düşen topluluğu kurtarmak iddiası ile düşüncelerini yaymağa başlamıştı. Buna göre, insanların saadetini bozan iki unsur vardı. Biri servet, diğeri kadın. Bunlardan her ikisi de herkesin ortak malı olduğu takdirde yeryüzünden kölüluk kalkacaktı. Bu tipik komünist propaganda neticesinde arazi ve servet sahipleri ile aile müessesesine karşı kışkırtılan halk, Mazdek ve müridleri tarafından ayaklandırıldı. Din adamları ve asîller öldürüldü, kadınlar tecavüze uğradı, evler ve konaklar yağmalandı, tahrip edildi. Devletin sıhhat kazanacağı hususunda Mazdek'e inanmak gafletini gösteren Şah Kavad (veya Kubad, 488-496 ve 498-531) da hapsedilmişti; fakat o kurtulmak imkanını bularak komşu Ak-Hunlara sığındı (496). îran'da olup bitenleri yakından takip eden Ak Hun hükümdarı, insanlık yararına hiçbir şey göremediği Mazdek hareketini kırıp yok etmek için, Kavad'ı 30 bin kişilik Hun süvari birliği başında îran'a gönderdi. Bu suretle Şah, ihtilali bastırdı (498-499) ve hadiselerin gelişme-sinden felaketin derecesini kavrayan halkın da yardımı ile Mazdek ve taraftarları yakalanarak idam edildi. Tabiatiyle temizlik ve ülkenin sükünete kavuşturulması uzun bir zamana ihtiyaç gösterdiğinden, Sasanî imparatorluğunda hak, adalet ve mülkiyet esasında normal nizam, daha ziyade, Kavad'ın oğlu Husrev I. Anüşîrvan (531-579) devrinde kurulmuştur ki, bu şehinşah tarihte "Adil" lakabı ile anılır.
Çin kaynaklarına göre, iç Asya'da Hoten, Kuça, Aksu, Kaşgar ve etrafını hakimiyetlerine alan Ak Hun-Eftalitler bu arada Kuzey Hindistan'ı da zaptetmişlerdi. Bu harekat "Tegin" unvanını taşıyan ve Kabil'de oturan Toramana adındaki başbuğ tarafından idare edilmişti199. 6. yüzyılın ilk yarısında ise Toramana'nın oğlu Mihiragula (Gollas, 515-545) imparatorluk güney kanadının en azametli hükümdarı görünmektedir. Ordusunda daima 700 savaş filinin bulunduğu rivayet edilir. Fakat Budist rahipler (Song Yün ve ondan bir asır sonra buraya gelen Hiuen-tsang) bu "Huna kralı"ndan hoşlanmamışlardır. Çünkü Mihiragula Budizmi ülkesi halkı için tehlikeli sayıyor ve Budistleri kontrol altında tutuyordu. Buna karşılık, îskenderiye'den Hindistan'a giden tüccar (sonra keşiş) Kosmas tarafından ve 530 tarihli Gwalior kitabesi ile Sanskrit yazılı "Keşmir vekayinamesi"nde Mihiragula Hindistan'ın en büyük hükümdan olarak tasvir edilmektedir.
îran'da Anüşîrvan büyük bir devlet adamı olarak belirdikçe Ak Hun-Eftalitler sönükleşti. 552 yılında Orta Asya'da Gök-Türk hakanlığı kurulup îstemi Yabgu Maveraünnehir bölgesinde faaliyete geçtiği zaman ise, iki büyük imparatorluk arasında sıkışan Ak Hun-Eftalit devletinin, Gök-Türklerin mücadeleye giriştikleri Juan-juanlarla olan siyasi ve sıhri rabıtaları da fayda vermedi.
Anüşirvan ve istemi'nin ortaklaşa hareketleri neticesinde Ak-Hun iktidarı yıkıldı ve ülke Gök-Türklerle iranlılar arasında paylaşıldı (557). Üç kol halinde gelişmiş olan hun siyasi hakimiyeti -Kafkasya'daki (Derben kuzeyi- Hazar denizi arasında) Hunların Hazar hakanlığı idaresine girinceye kadar süren kısa hakimiyetleri dışında- bu suretle tarihe karışmakla beraber,
Hunlara mensup Türk soyundan çeşitli kütleler , büyük Hun çağında şahsiyetini bulan zengin kültürleriyle göreceğimiz gibi ,Asya ,Avrupa ve Afrika kıt'alarında , Tabgaç, Gök-Türk ,Türgiş, Karluk, Uygur, Oğuz,Bulgar, Sabar,Hazar, Kuman, vb gibi türlü adlar altında ve yeni güçlü devletler, imparatorluklar kurararak yaşamaya devam etmişlerdir. Türk milleti denilen büyük alemin çocukları olan bu kütleler , aynı zamanda Rus, Macar, islav-Bulgar, Romen, Gürcü devletlerinin kuruluş ve gelişmelerinde başlıca rol oynamışlar ve daha sonraki bütün islam-Türk siyasi teşekkülerine askeri, hukuki ve sosyal yönlerden anakaynak vazifesi görmüşlerdir.
galatasaray forması parçalıdır ayrıca bunu gündeme getirmeye çalışan bir ultraslan alt grubuda vardır.
BOLU DAKi HER OKUL ONUN ADIYLA BAŞLAR
değerli şahsiyet.
74/75 sezonunda bükreşe karşı uefa maçı oynamış ,takım
Türk gençliğinin ilk sex deneyimini yaşadığı partnerinin ismi tecrübeleriyle veya olayı hiç takmamasıyla erkeklerin gelecekteki sex hayatına yön veren şahsiet
gecenin sonunda yeppa yeppa party siteppa dierek auditorium servisinin anons edildiği yer alanya da yerli müziğinde çalındığı disco
gecenin sonunda yeppa yeppa party siteppa dierek auditorium servisinin anons edildiği yer